21 Eylül 2015 Pazartesi

Serbest Düşüş: Lazio'da Kötü Gidişatın 5 Nedeni

Ekim ayı yaklaşır ve ligler millî maç arasından sonra tempo kazanmaya başlarken, üst sıralara oynamak hedefi olan bir takımın isteyeceği son şey, gurur kırıcı bir mağlubiyet almaktır. Böyle bir mağlubiyetle bütün sorunlarınız gün yüzüne çıkar, rakip taraftarın diline düşer, kendinize duyduğunuz güven kırılır. Bir taraftar için bile bu böyledir. Takım için ise daha bile kötüsü mümkün. Soyunma odasına giderken kiminin aklından yedirdiği gol, kiminin aklından kaçırdığı gol, kiminin aklından ise, coğrafyaya göre değişkenlik gösterebilir ama, antrenmanı basacak öfkeli ve tehlikeli taraftar grubu geçer. Teknik direktör sorunun ne olduğunu biliyor da çözemiyorsa çaresiz hisseder, sorunu göremiyorsa kontrolden çıkmaya başlar, umutsuzca denemelere başvurur.

En kötüsü ise, belki de bu durumun aslında "geliyorum" demiş olmasıdır. Lazio, geçtiğimiz sezonu üçüncü bitirirken, son yılların daimi hayal kırıklıkları olan Milan ve Inter'i altına almakla kalmamış, Fiorentina, Sampdoria ve Napoli gibi diğer rakiplerini de geçerek ikinciliği zorlayacak konuma gelmişti. Sonra Milan, Fiorentina, Napoli ve mecburiyetten de olsa Sampdoria teknik direktör değiştirdi. Bu takımların her biri, kadro kalitelerini gözle görülür bir biçimde artırırken, zor dönemlerde takıma oyun anlamında liderlik edecek ve özgüven aşılayacak gibi isimlere sahip oldular.

1- TRANSFER POLİTİKASI

Igli Tare, elindeki finansal imkânları gayet iyi kullanan ve aklında net bir futbol fikri olan bir isim. Takım genç olacak, Avrupa'nın diğer liglerindeki gibi tempolu ve kondisyonlu olacak, mümkünse ucuza alıp pahalıya satacak. Teoride gayet güzel duruyor, geçen sezon alınan üçüncülük de bu politikayı doğrular nitelikte. Ancak, bu sezon izlenen transfer politikası kesinlikle sorguya açık. Lazio'nun konumundaki pek çok takım, iyi geçirdiği bir sezonun ardından yıldızlarını kaybedip yeniden yapılanmaya gitmek zorunda kalırdı; Pochettino sonrası Southampton, bu sezon Türk Ligi'nden Bursaspor, örnekler çoğaltılabilir... Lazio'da ise takımdan ayrılan en önemli ismin rotasyon oyuncusu niteliğindeki Cavanda olması takdire şayan. Kadro korundu, ancak unutmamak gerekir ki herkesin ciddi anlamda güçlendiği bir sezonda kadroyu korumak, eksikleri görmezden gelip geriye düşmek anlamına da gelebilir. Öncelikle geçen sezon da kadroda yer alan Dusan Basta ve Mauricio'nun transferleri, eldeki cevheri korumak yolunda olumlu hamlelerdi. Sonra Barcelona B takımından, henüz ilk on bir seviyesinde olmayan sol bek Patric, Genk'ten Sırp orta saha oyuncusu Sergej Milinkovic-Savic, Ajax'tan kanat oyuncusu Ricardo Kishna, AZ Alkmaar'dan stoper Wesley Hoedt ve bonservisi elinde olan İngiliz orta saha Ravel Morrison takıma katıldı. Patric'in yanı sıra Hoedt'in bu sezon kesinlikle Serie A seviyesinde olmadığını göstermesi, Morrison'un daha geldiği transfer döneminde "annesinin evini özlemişçesine" takımdan ayrılmak istemesi ise, elde Kishna ve Sergej'in kaldığı anlamına geldi. Takıma katılan bu iki ismin potansiyelleri de şu anki oyunları da yeterli, hatta geleceğin yıldızları olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Ancak birazdan saha içi problemlere baktığımızda, neyin eksik olduğunu, neyin yapılmadığını göreceğiz. Özetle, iyi oyuncular alındı, ancak bazı mevkîlere transfer yapılmadı/geç kalındı, şimdi de bunun bedeli ödeniyor. Matri transferinin son gün gerçekleşmesi bu anlamda manidar.

2- SAVUNMA KURGUSU

Pioli'nin Lazio'su hiçbir zaman bir Simeone takımı gibi savunma yapmayı vadetmedi. Ancak, bu sezon oynanan üç deplasman maçının sonuçlarına bir göz atarsak; Leverkusen'e 3-0, Chievo'ya 4-0 ve son olarak Napoli'ye 5-0 mağlup olduğumuzu görüyoruz. Üç maç, yenilen 12 gol ve atılan SIFIR gol. Yalnızca Dnipro maçında, son dakikada yediğimiz golle 1-1 berabere kalmayı başarabildik. İşin asıl kötü yanı ise, her üç maçta da savunma yerleşiminin berbat görünmesiydi. Stoper ikilisi kim olursa olsun uyumlu görünmüyor, orta saha savunmaya yeterince yanaşmıyor, hücûmda da savunma orta saha arası iyice açılabiliyor. Bu noktada bir gerçeği kabul etmeliyiz, Lazio'nun elindeki tek üst düzey stoper, Stefan De Vrij. Hoedt, Gentiletti, Mauricio gibi isimler çok bariz hatalar yapabilen isimler. Lazio'nun Wesley Hoedt'i ilk on bire aday olarak görüp almış olması ihtimâli bu noktada kuvvetleniyor, çünkü Hoedt "ileride gelişecek, şimdi tecrübe kazansın" diye alındıysa mutlaka bir üst düzey stoper daha alınmalıydı. Ayrıca de Vrij'ın bu sezonki performansının da geçen sezonu aratması, Lazio savunmasının araya atılan her topta hallaç pamuğu gibi dağılması anlamına geliyor. Bir de kalede ne Etrit Berisha'nın, ne de Federico Marchetti'nin formda görünmemesi düşünülürse durum iyice kıyamet senaryosuna dönüşüyor.

3- MADDÎ DURUM

Yine gerçekçi olmamız gerekecek; Lazio kuzeyli büyük takımlarla mücadele edecek kaynaklara sahip olmadığı gibi, Roma ile mücadele edecek paraya da sahip değil. Saha içi kusurların bahanesi bu olmamalı, ancak gerçek de böyle. Lazio'nun "para kazanması" gerek, bunu yapmak için de her sezon ŞL'yi zorlayacak durumda kalıp, oyuncularını satmaktan çekinmemesi gerekiyor. Kadroyu korumak, yukarıda da dediğimiz gibi iyidir, ancak burada Felipe Anderson'a bir parantez açmak gerek. Brezilyalı oyuncunun İngiltere'den talipleri olduğu bütün yaz boyu konuşuldu. Lazio'nun oyuncu için iyi bir teklif almış olup da bunu reddetmiş olma ihtimâli varsa, bu vahim bir durum, çünkü Anderson satılmadığı gibi bu sezon kesinlikle herhangi bir katkı verecek durumda da değil, en azından şu an için.

4- TEKNİK DİREKTÖR-OYUNCU İLİŞKİLERİ

Stefano Pioli, futbol fikirleri Igli Tare'yle örtüşen ve Lazio'daki ilk yılında adeta bir mucize yaratan bir teknik adam. Ama geçen sezon bile, yani her şey iyi giderken dâhi, pek çok oyuncuyla Pioli'nin arasının açık olduğu iddia ediliyordu. Takımdaki oyunculardan "soyunma odasındaki atmosfer" sebebiyle ayrılmak isteyenlerin olduğu iddialarıyla girilen bir sezon, an itibariyle bunu doğrularcasına sürüyor. Pioli kendine geçen sezonki kadar güvenmiyor. Takım, Pioli'ye güvenmediği gibi üstüste gelen hezimetlerden sonrası kendine bile güvenmiyor. Gidişat düzelmezse, sezon içinde başkan Lotito'nun Igli Tare yerine duruma müdahale etmesi mümkün. Her ne kadar Pioli antrenman temposu sebebiyle sezona kötü başlayıp sonradan "açılan" takımlarıyla meşhûr olsa da, İtalyan teknik adamın kredisinin yeni sözleşmesine rağmen yüksek olduğunu söylemek kolay değil.

5- KAPTANLIK KRİZİ

Bu yaz Lazio'da en kötü idare edilen krizlerden birisi de şüphesiz ki kaptanlık krizi oldu. Geçen sezonun iyi isimlerinden kaptan Stefano Mauri, sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması sonucu takımdan ayrılınca, yeni kaptanın kim olacağı spekülasyonları, takım içinde sorunlara yol açtı. Antonio Candreva'nın ısrarla kaptanlığı istemesi ve kendisini kaptanlığa layık görmesine karşın, Lucas Biglia'nın kaptan yapılması ikili arasında bir kamplaşmaya sebep olmuşken, bir de transfer döneminin sonlarına doğru Mauri'yle tekrar anlaşma sağlanması, durumu iyice anlamsızlaştırdı. Böylece Lazio, zaten çok üst düzey olmayan takım içi arkadaşlığını bir kaç aylık "geçici kaptanlık" polemiği yüzünden iyice yok etti.

Yazar: Buğra Can Bayçifçi-twitter.com/MaviSancakli